Çağımızın yeni trendi kişiselleştirme. Bugün başarıyı yakalayan birçok teknolojik uygulamaya baktığımızda, hepsinin iş modelinin temelinde, müşterilerine kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler olduğunu görüyoruz. Senin seveceğin müzikler, senin beğeneceğin filmler, senin işini kolaylaştıracak app’ler gibi…
Teknolojik dönüşümün baş döndürücü bir hızda yaşandığı bu dönemde bu ürün ve hizmetleri sağlayacak / kullanacak ekiplerin de bildiğimiz klasik yetkinlik modellerinde yer almayan ve belki de var olan ancak tanımlanmamış yeni yetkinliklere sahip olmaları gerektiğini söyleyebiliriz.
Organizasyonların bilgi teknolojilerinden etkin yararlanabilmesi için, Bilgi Teknolojileri ile ilgili ekiplerin özellikle trenleri takip etme ve ihtiyaçları anlama, sosyolojik olayları anlama ve analiz edebilme becerisi, farkındalık , adaptasyon ve çeviklik gibi yetkinliklerinin gelişmiş olması gerektiğini ve ekipleri oluşturan kişilerin mutlaka bu yetkinliklere sahip olması gerektiğini söyleyebiliriz. Bu yetkinliklerin taşıyan ekiplerin oluşturulabilmesinin çok kolay olduğunu söyleyemeyiz. Bu nedenle şirketlerin Bilgi Teknolojilerinden yararlanabilmek için bu alanda yüksek nitelikli ve bu yetkinlikleri taşıyan çalışanları organizasyonlarına dahil etmek, elde tutmak ve geliştirmek için İnsan Kaynakları sistemleri ve çalışanların sürekli gelişim alanlarına yönelik çok ciddi yatırım yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Özellikle bu niteliklerde bir çalışanın elde tutulabilmesi, BT alanında yüksek bilgi ve deneyim sahibi yetenekleri şirketlerine çekebilecek işveren vaatlerini oluşturmaları ve bu vaatleri uymaları beklenmektedir. Bu vaatler; gelişim fırsatları, adil bir ücret sistemi, iş- özel hayat dengesi, sağlıklı bir performans değerlendirme ve buna bağlı ödüllendirme sistemleri, yetenek yönetimi sistemleri ve bu sistemlerin çalışanların hayatlarına olan gözle görülür etkileri olabilir.