Uludağ Ekonomi Zirvesi 2018’in ardından…

2012 yılından beri Capital ve Ekonomist dergileri tarafından  düzenlenmekte olan ve  Türkiye’nin en önemli iş insanlarını bir araya getiren Uludağ Ekonomi Zirvesi‘nin 7.cisi, bu yıl 23-24 Mart tarihlerinde yaklaşık 1200 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Bu yıl ana teması “Gelecek” olan zirveden aklımda kalanları sizlerle paylaşmak isterim.

Öncelikle mükemmel bir organizasyon ve ev sahipliği ile karşılaştık. Tek eksiği kar yağması olan zirvenin, o eksikliği de ertesi gün (cumartesi) tamamlandı. Bu kadar etkin ve önemli iş insanını eksiksiz bir organizasyon ile bir araya getiren Sn. Rauf Ateş ve Sn. Talat Yeşiloğlu, Capital ve Ekonomist Dergileri yazarları ile birlikte organizasyonda emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.

Gelelim zirveden aklımda kalanlara…

Zirvenin açılışında Başbakan Yardımcısı Sn. Mehmet Şimşek  Türkiye Ekonomisi ile ilgili  olumlu mesajlar vermekle birlikte, dövizle borçlanmaya sınır getirileceğine, enflasyonun ve TL’deki değer kaybının şu anki en büyük sorunumuz olmasına ve reel sektör yatırımları içerisinde inşaat sektörü payının yüksek olmasına dikkat çekti. Bunun yanında şu anda dünya ekonomisinin bir büyüme trendine girdiğini ancak bunun ardından dalgalanmaların kaçınılmaz olduğunu belirterek tedbirli olunması gerektiğinin altını çizdi. İnşaata yapılan yatırımların Ar-Ge ve teknoloji alanlarına kaydırılması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin en önemli inşaat sektörü oyuncularının yer aldığı bir zirvenin açılışı için dikkat çeken bir mesajdı.

“Global Fırsatların Geleceği” konulu oturumda en dikkat çeken çıkış Derimod YKB. Sn.Ümit Zaim‘den geldi. Diğer konuşmacıların ağırlıklı olarak şirketlerinin yurt dışı yatırımları ile ilgili bilgi verdiği oturumda, kendisinin ekonomik olarak yaşanan zorluklara dikkat çekmek için Dünya Markası olmak bir yana şu an şirketlerinin devamlılığını sağlamak için mücadele ettiklerini belirten çıkışı oturumun en akılda kalan noktasıydı.

“Tarımın Geleceği” oturumunda Sn.Ahmet Hacıince özellikle Tarım ve Hayvancılık konusunda yaşanan sıkıntılarla birlikte, çözüm önerilerini de paylaştı. Hayvancılığın itibarının yükseltilmesi için İŞKUR tarafından çobanlık meslek adının “Sürü Yöneticisi” olarak değiştirilmesinden bahseden Hacıince, bu alanda gelişim için daha çok devlet desteğine ihtiyaç duyduklarını belirtti.

“Türkiye’nin Geleceği” oturumda en iz bırakan isim Migros Genel Müdürü Sn. Özgür Tort oldu. Genel olarak katılımcıların kendi şirketlerinin yaptıklarını anlatmaya yer verdiği oturumda,  perakendenin geleceği ve Türkiye açısından önemini konusunda görüşlerini paylaşan Tort, teknoloji ve dijitalleşmenin perakende sektörünün gelişimine olması öngörülen katkılarından, teknoloji ve dijitalleşmenin işsizlik gibi bir sorun yaratmayacağını ve bu alanların gelişmesine paralel yeni iş alanlarının doğacağından bahsetti. Ayrıca bu oturumda Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sn. İzzet Garih‘in konuşmasında yer verdiği sektörel verilere olan hakimiyetine hayran olduğumu belirtmek isterim.

“Gayrimenkulün Geleceği” oturumda Sn. Mehmet Şimşek’in görüşlerinin aksine tüm konuşmacıların Türkiye’nin yıllık konut açığının 200.000 adet olduğunu belirtmeleri ve kamuoyunda oluşan “Gayrimenkul Balonu” söyleminin gerçeği yansıtmadığını belirtmeleri dikkat çekiciydi. Oturumun en dikkat çeken ismi NEF İcra Kurulu Başkanı Sn.Erden Timur‘un özellikle inşaat sektöründe robotik bir gelişme yaşanabileceğini, özellikle ev yapımında 3D teknolojileri ile yatırımlar yaptıklarını, İstanbul’da yeşili korumanın tek yolunun dikey yapılaşma olduğunu belirtti.

Benim ve bana göre zirvenin en keyifli ve öğretici oturumu “Yarının Şirketi” oturumuydu. TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Sn. Sani Şener’in deneyim ve bilgisini muhteşem üslubuyla aktarması tüm dinleyicilere çok keyifli dakikalar yaşattı. Özellikle Endüstri 4.0 ın başladığı bugünlerde dünyada hala bazı bölgelerde 2. ve 3. sanayi devriminin devam ettiğinin, Endüstri 4.0, dijitalleşme vb. kavramların konuşulurken dünyanın diğer kalan kısmının  da düşünülmesi gerektiğinin ve o coğrafyalarla da hala iş yapmaya devam edileceğinin altını önemle çizdi. Dijitalizasyona ve inovasyona sempatik bakılacağını ancak geçmişi de devam ettirmenin de bir zorunluluk olduğunu belirtti. Sn. Sani Şener ‘in konuşmasında verdiği mesajlar bir yazı içerisinde anlatılamayacak kadar derin ve önemliydi. Bu konuya ayrı bir yazı ile yer vereceğim.

Sonuç olarak; mükemmel bir organizasyonla Türkiye Ekonomisini ve İş Dünya’sının geleceğe bakışını ve psikolojisini anlamak açısından son derece önemli ve içerik olarak dolu bir zirveydi.

Ağırlıklı olarak okuyucu kitlemi oluşturan değerli İnsan Kaynakları profesyonelleri için de bir notum var. Türkiye’nin, ekonominin ve geleceğin tartışıldığı bu kadar önemli bir zirvede ne İnsan Kaynakları’na özel bir  oturumu vardı ne de birkaç kişi dışında zirveyi takip etmeye gelen İnsan Kaynakları profesyoneli. Bu noktada tüm İnsan Kaynakları camiasına yön veren isimlerin ve İnsan Kaynakları profesyonellerinin “Neden biz yokuz?” sorusunun yanıtını derinlemesine düşünmeleri gerekiyor.