KOBİ’lerin İhracatta Başarılı Olmalarının Yolu İK’dan Geçer…

KOBİ’lerin ihracatta başarılı olmalarının ilk şartı yetenekli çalışanlarını elde tutmaktan geçiyor. Bu doğrultuda özellikle ihracatta iddialı olan KOBİ’lerin İnsan Kaynakları fonksiyonunun gerekliliğini artık kabul etmeleri ve artık İnsan Kaynakları uygulamalarını bir lüks değil, bir ihtiyaç olarak görmeleri gerekiyor. Bu konuda DHA’nın benimle gerçekleştirmiş olduğu röportajımı aşağıda paylaşıyorum. Keyifle okumanız ve yaralı olması dileklerimle…
Yönetim Danışmanı Mehmet Eronat, KOBİ’lerin büyümesi, ayakta durması ve ihracatta başarı olmasının yolunun İnsan Kaynakları (İK) departmanından geçtiğini söyledi. Eronat, “İyi ve yetenekli çalışanlarını elde tutabilmeleri için takdir, ödüllendirme uygulamalarını devreye almaları, adaletli bir ücret ve yan fayda sistemlerini hayata geçirmeleri zorunlu hale geldi” dedi.

Yönetim Danışmanı Mehmet Eronat, KOBİ’lerin büyümesi, ayakta durması ve ihracatta başarı olmasının yolunun İnsan Kaynakları (İK) departmanından geçtiğini söyledi. Eronat, “İyi ve yetenekli çalışanlarını elde tutabilmeleri için takdir, ödüllendirme uygulamalarını devreye almaları, adaletli bir ücret ve yan fayda sistemlerini hayata geçirmeleri zorunlu hale geldi” dedi.

İnsan kaynaklarının günümüzde KOBİ’lerin öncelikleri arasına girdiğini belirten Mazars Denge Yönetim Danışmanı ve Ortak Mehmet Eronat, küçük ve orta büyüklükteki işletme yöneticilerine önerilerde bulundu. Eronat, “Artık en küçük işletmelerin bile iyi ve yetenekli çalışanlarını elde tutabilmeleri için takdir, ödüllendirme uygulamalarını devreye almaları, adaletli bir ücret ve yan fayda sistemlerini uygulamaya almalarının zorunlu hale geldi” diye konuştu.

HANGİ POLİTİKALARI HAYATA GEÇİRMEK GEREKİYOR?

İhracatta gelişmek isteyen KOBİ’lerin yabancı dil bilen, mesleğinde yüksek bilgi ve deneyim sahibi çalışana ihtiyaçları olduğunu aktaran Eronat, “İhracatta gelişmek isteyen KOBİ yöneticilerinin hem kendi ekiplerini geliştirmek hem de yüksek nitelikli ekipler oluşturmak için İnsan Kaynakları yönetimine önem vermeleri gerekiyor. Fark yaratacak çalışanları ekiplerinde tutmalarını ve işe alımlar sırasında yabancı dil bilen, mesleğinde yüksek bilgi ve deneyim sahibi çalışanları şirketlerine çekebilecek politikalar geliştirmelerini öneriyoruz” ifadelerini kullandı.

EĞİTİM UYGULAMALARI ŞART

KOBİ’lerdeki eğitim uygulamalarının tercih değil zorunluluk olduğunu aktaran Eronat, “Ekonomik durgunluk ve tasarruf dönemlerinde ilk vazgeçilen ve kesintiye uğrayan konu oluyor. Bu noktada eğitimin bir tercih değil zorunluluk olduğunu ve ekonomik konjonktür ne olursa olsun, eğitim uygulamalarının belirli bir standartta devam etmesi gerekiyor. İhracata yönelmek isteyen KOBİ’lerin özellikle yabancı dil ve iş geliştirme süreçlerinin yanında ihracat finansmanı ve muhasebesi, gümrük ve vergi işlemleri gibi yasal süreçler konusunda da ekiplerini geliştirmelerini öneriyorum” dedi.

TÜRKİYE’DEKİ KOBİ’LERİN AVRUPA’DAKİ RAKİPLERİYLE ARASINDAKİ FARKLAR

Türkiye’de KOBİ’lerin Avrupa’daki rakiplerine oranla kriz yönetimi, problem çözme, müşterilerine özel çözümler yaratma ve değişikliklere hızla uyum sağlama gibi çok önemli üstünlükleri olduğuna dikkat çeken Eronat, “Tüm bunların yanında ürün ve hizmetlerde daha esnek ve müşteri beklentilerine uygun çözümler üretebilmemiz en büyük avantajımız. Geliştirilmesi gereken yönler konusunda ise kurumsal yönetim ve insan kaynakları uygulamaları konusunda ciddi bir gelişim ihtiyacı olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

Parasal hedeflerin yanı sıra büyüme ve gelişmenin de önemli olduğunu söyleyen Eronat, “KOBİ’lerde uygulanan performans ve prim uygulamalarını incelerken genellikle satış, kârlılık, ciro, iade oranı, tahsilat gibi parasal hedeflere odaklanıldığını görüyoruz. Bu noktada KOBİ yöneticilerine ekip hedefleri belirlenirken parasal hedeflerin yanında kurumsallaşma, süreç iyileştirme, öğrenme ve gelişim gibi konularda da geliştirme hedefleri koymalarını öneriyorum. Başarının sadece parasal büyüklükle ölçülmesi işletmelerin sadece büyümeye odaklanmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle işletmelerin başarılarını ölçerken ne kadar büyüdükleri ile ne kadar kalkındıklarını da sistemde ölçmelerini öneriyorum” ifadelerini kullandı.

Bir cevap yazın